Türk Ekonomi Bankası (TEB) Genel Müdürü Ümit Leblebici, asgari ücret konusunda önemli açıklamalarda bulunarak, çalışanların yaşam standartlarının yükseltilmesi için sadece asgari ücret zammının yeterli olmayabileceğini, ek desteklerle bu iyileştirmenin tamamlanabileceğini belirtti. Leblebici, ekonomideki mevcut koşullar göz önüne alındığında, çalışanların alım gücünü artırmak için farklı yöntemlerin devreye sokulmasının gerekliliğine dikkat çekti. Bu açıklamalar, iş dünyasında asgari ücret tartışmalarının yeniden alevlenmesine neden oldu.
Leblebici, yaptığı değerlendirmede, asgari ücretin belirlenmesinde yalnızca nominal artışların değil, aynı zamanda çalışanların alım gücünü ve refahını artıracak ek desteklerin de göz önünde bulundurulması gerektiğini ifade etti. "Asgari ücrette yapılacak zam kadar, bu ücretle geçinen bireylere sağlanacak ek sosyal yardımlar, gıda ve enerji destekleri gibi önlemler de büyük önem taşıyor" diyen Leblebici, bu konuda kamu ve özel sektörün birlikte hareket etmesinin önemini vurguladı. Özellikle yüksek enflasyon ve artan yaşam maliyetleri karşısında, tek seferlik zamların uzun vadede yeterli olmayacağını belirtti.
Leblebici, asgari ücretin artırılmasının, yalnızca çalışanların cebine giren paranın yükseltilmesi anlamına gelmediğini; aynı zamanda, sosyal devlet anlayışının gereği olarak barınma, eğitim, sağlık gibi temel hizmetlere ulaşımın kolaylaştırılması gerektiğini belirtti. Ek olarak, çalışanlara sağlanabilecek vergi indirimleri veya çocuk yardımı gibi ek teşviklerin, geçim sıkıntısının azaltılmasında etkili olabileceğini dile getirdi. Bu sayede, asgari ücretin yaratacağı pozitif etkinin daha yaygın ve kalıcı hale geleceğini savundu.
Leblebici’nin bu önerisi, sadece maaş artışlarına odaklanmanın yerine, çalışanların temel ihtiyaçlarını karşılamaya yönelik daha bütüncül bir yaklaşımı işaret ediyor. Özellikle gıda ve enerji gibi temel giderlerde sağlanacak indirimler veya sosyal destekler, çalışanların gelirlerinin gerçek anlamda refaha dönüşmesini sağlayabilir. Yüksek enflasyon dönemlerinde, çalışanların alım gücünü koruyabilmek adına yapılan maaş zamlarının kısa sürede erimesi, bu tarz alternatif çözümler geliştirilmesinin gerekliliğini gözler önüne seriyor. Leblebici, bu doğrultuda devletin işverenlere de teşvikler sunarak bu yükün bir kısmını paylaşabileceğini belirtti.
TEB Genel Müdürü, asgari ücretin artırılmasına yönelik tartışmaların ve düzenlemelerin, sadece bir ekonomik gereklilik değil, aynı zamanda sosyal adaletin sağlanması adına atılması gereken bir adım olduğunu vurguladı. İş dünyasının ve devletin birlikte hareket ederek çalışanlara yönelik daha geniş kapsamlı bir destek paketi oluşturması gerektiğini belirten Leblebici, bu tür yaklaşımların toplumda gelir dağılımını iyileştireceğini ve ekonomik istikrarı artıracağını ifade etti.
Leblebici’nin bu açıklamaları, özellikle düşük gelirli kesimlerin yaşam koşullarını iyileştirmek adına geniş çaplı politikaların benimsenmesinin önemini bir kez daha gözler önüne seriyor. Asgari ücretin artırılması sürecinde, iş dünyasının da destekleyici çözümler sunarak çalışanların yanında olması gerektiği vurgulanıyor. Bu kapsamda, asgari ücret tartışmalarının sadece maaş zamları üzerinden değil, daha kapsamlı bir sosyal politika ve destek paketi ile ele alınmasının, kalıcı çözümler yaratacağı düşünülüyor.