Kurban Bayramı’nın coşkusu, ailelerin bir araya geldiği, dostluk ve paylaşımın ön plana çıktığı, toplumun her kesiminde büyük bir sevinçle kutlandığı özel bir dönemdir. Ancak bu sene Kurban Bayramı, özellikle Ankara gibi büyük bir şehirde, alışık olmadığımız bir manzaraya ev sahipliği yaptı. Başkent’in caddeleri ve sokakları, her yıl neşeyle dolarken bu yıl adeta bomboş kaldı. Peki, bunun arkasında yatan nedenler neler? Bu yazımızda, Ankara’nın Kurban Bayramı’nda neden bu kadar sessiz kaldığını inceleyeceğiz.
2020 yılından bu yana dünya genelinde etkisini sürdüren COVID-19 pandemisi, sosyal yaşamı derinden etkilemiş, birçok geleneksel etkinliği de kısıtlamıştır. Bayram kutlamaları da bu süreçten Şüphesiz ki nasibini aldı. 2023 Kurban Bayramı, virüsle mücadelenin daha etkili bir noktaya geldiği bir dönemde gerçekleşse de, insanların hala tedbirli davranma isteği, büyük kalabalıklara katılmaktan kaçınmalarıyla kendini gösterdi. Ankara'nın çeşitli semtlerinde yerel halka ait olan kutlamaların büyük bir kısmı, ailelerle özlem giderme ve sessiz bir bayram geçirme yönüne kaydı. Bu değişiklikler, birçok ailenin büyük çekirdekten uzak kalarak, daha sakin bir bayram geçirmek istemeleriyle birleşince, şehirdeki kalabalık ve hareketlilik en azından hissedilir şekilde azaldı.
Diğer bir etken ise ülke genelinde yaşanan ekonomik sıkıntılar. Çoğu ailenin, bayram kutlamaları için harcama yapmadan önce düşündüğü pek çok önemli mali sorunu mevcut. Ekonomik verilerin çoğu, enflasyonun yükseldiğini, alım gücünün azaldığını gösteriyor. Bu durumda pek çok insan, bayram için planlarını asgari düzeye indirerek, harcama planlarını gözden geçirdi. Yeme içme, hediyelik eşyalar veya kurban kesiminde harcanacak tutarlar, zorunlu ihtiyaçları karşılamaya yönelmiş durumda. Bayramların toplumsal dayanışma ve yardımlaşma ruhunu, bu yıl ekonomik kaygılar büyük oranda gölgelemiş gibi görünüyor.
Ankara’nın bu kadar boş kalmasını etkileyen bir diğer önemli faktör ise şehir dışına taşınmalar ve tatil planları. Hemen hemen her yıl olduğu gibi, bayram dönemi, tatil fırsatı olarak değerlendirilir. Bu yıl ise, iklim koşullarının da etkisiyle özellikle sahil kesimlerine olan ilgi daha fazla artmış durumda. Çok sayıda Ankaralı, aile büyüklerini ziyaret etmek yerine daha uzak destinasyonlara seyahat etmeyi tercih etti. Sosyal medya hesaplarında gördüğümüz, tatil anlarının ve sahil manzaralarının ön plana çıkması, şehrin kalabalık olan yüzünü sildirmiş oldu.
Son zamanlarda, sürdürülebilirlik yaklaşımı da toplumda yaygınlaşmaya başladı. Bayramlar süresince kurban kesimi ve tüketim, daha önce oldukça yaygın bir şekilde gerçekleştirilirken, günümüzde daha bilinçli bir tüketim anlayışı benimseniyor. Ailelerin, sadece kendilerine özel olan kesimlerde bulunmak yerine, sosyal yardımlaşma kuruluşlarına bağış yapmayı tercih ettikleri gözlemleniyor. Bu durum da bayramın ruhunu toplumsal dayanışma ile birleştirirken, şehrin kalabalık yapısını azaltmış oldu.
Sonuç olarak, Kurban Bayramı’nın en yoğun günlerinde bile gerçekleşmeyen bu sessizliği, hem bireysel tercihler hem de toplumsal dinamikler belirliyor. Ekonomi, sosyal yaşamın şekillenmesi, pandeminin etkileri ve bireylerin bilinçli kararları, bir araya geldiğinde Ankara’nın Kurban Bayramı’nda neden böyle bir sakinlik yaşandığına dair bir resim çiziyor. Belki de bu durum, Bayram’ın sadece bir gün değil, hayatımızın her anında paylaşılması, dayanışma içerisinde olunması gereken değerli bir zaman dilimi olduğu gerçeğini hatırlatıyor. Geçmiş bayramlarda olduğu gibi, gelecekte de bu değerlerin tekrar canlanacağına dair umutlarımızı koruyalım.