Bahar'ın cinayetiyle ilgili davanın ikinci duruşmasında, sanık S.K.'nın çelişkili ifadesi mahkeme salonunda gergin anlara neden oldu. Duruşmaya katılanların yoğun ilgisi altında, hakim, sanığın ifadesini sorgulamakta gecikmedi. Mahkeme Başkanı, sanığa provokatif bir soru yönelterek, "Ev bakmaya silahla mı geldin?" şeklinde bir tepki gösterdi. Bu çıkış, mahkeme salonunda şok etkisi yarattı. Bütün bu gelişmeler, Bahar’ın ailesinin yanı sıra kamuoyundaki pek çok insan tarafından merakla takip ediliyor.
Olay, geçtiğimiz yılın sonbaharında gerçekleşti. 28 yaşındaki Bahar, son derece enerjik ve hayat dolu bir genç kadındı. Yakın çevresinde "hayallerinin peşinden koşan bir kadın" olarak biliniyordu. Bahar’ın hayatı, iş yerinde yaptığı başarılı çalışmalardan dolayı katıldığı bir sosyal etkinlik dönüşünde trajik bir şekilde sona erdi. Takvim yaprakları 15 Ekim 2022'yi gösterirken, Bahar, arkadaşlarıyla birlikte onlara ait bir ev inşaatını gezmek üzere yola çıktı. Ancak, o gün orada yalnız olmayacaktı; S.K. ile yolları kesişti.
S.K., Bahar ve arkadaşlarıyla birlikte belge imzalayacaklarını öne sürerse de, olayın hızla cinayetle sonuçlanması, soru işaretleri doğurdu. Gözaltına alındıktan sonra mahkemeye çıkarılan S.K, ifadesinde Bahar’ın onu tahrik ettiğini iddia etti. Fakat, yaptığı açıklamalar çelişkili ve tutarsız bir biçimde sıralandı. İlk başta Bahar’dan ev almak için yanına silah getirdiğini reddeden S.K, daha sonra, "Kendimi korumak için yanımda olduğunu" söyledi. Bu çelişkiler, hem hakim hem de savcının dikkatini çekti.
İlk duruşmada, S.K. ile Bahar’ın aileleri arasında gerilim yükseldi. Bahar’ın ailesinin avukatı, mahkeme salonunda sanığın ifadelerindeki tutarsızlıkları gündeme getirdi. "Eğer Bahar, sizinle bir ev bakmaya gitmek istemişse, neden o an yanınızda silah bulunduruyordunuz?" sorusu, S.K.'nın ifadelerine oldukça baskın bir sorgulama yöneltti. Bu soru, duruşma sırasında mahkemeye gelen herkesin dikkatini çektiği gibi, durumu daha da gergin hale getirdi.
Duruşmada, Bahar’ın yakın arkadaşları ve ailesi de söz alarak, Bahar’ın yaşamının değerini ve onu kaybetmenin acısını dile getirdiler. "Kendisi sektörde saygı gören bir bireydi. Bu kadar genç bir insanı kaybetmek, hiçbir şekilde kabul edilebilir bir durum değil" dediler. Konuşmalar sırasında Bahar’ın hayatına dair çeşitli anılar da paylaşıldı. Bu durum, hem mahkeme heyetini hem de katılımcıları duygusal anlar yaşattı.
Duruşma sırasında, S.K.'nın avukat deneyiminin sınırlı olduğu ve birçok tecrübeli savcının karşısında zorlandığı dikkati çekti. Boxed in bir açmazda kalan sanığın durumu, duruşmanın ilerleyen saatlerinde heyecan verici bir tablo yarattı. S.K., yaşanan olaylarla ilgili olarak hem kendisini hem de Bahar’ı suçlamaktan kaçındı fakat hakim, ifadelerindeki tezatları gözler önüne sererek durumu sorgulamaya devam etti.
Bahar'ın ailesinin katılımıyla gerçekleşen bu duruşmalar, sadece Adalet Bakanlığına değil, Türkiye genelinde cinayetlerin önlenmesi ve kadınların korunması adına da dikkat çekici bir platform oluşturdu. Bahar'ın davası, birçok kadın cinayetine dikkat çekmek için bir sembol haline geldi. Duruşmaya katılan kadın dernekleri, "Bu tür olayların önlenmesi gerek. Bahar artık aramızda yok ama biz onun sesi olacağız" şeklinde birliktelik mesajları verdiler.
Bahar’ın cinayet davasında son aşama ise kamuoyunun dikkatini sadece bu duruşmaya değil; aynı zamanda ülke genelinde kadınların maruz kaldığı şiddete çevirdi. Mahkemede yaşananlar, birçok insanın desteğini kazanırken, toplumda bu konuda bir farkındalık yaratmayı başardı. "Kadına yönelik şiddeti durdurmalıyız; Bahar’ın hayatı bir sembol haline geldi!" diyerek sosyal medya üzerinden seslerini yükselten takipçiler, yaşanan olayların üzerindeki örtüyü kaldırmayı hedefliyorlar.
Mahkemede yaşanan bu gergin anlar, Bahar’ın hayatını kaybetmesinin ardından adaletin sağlanmasına olan inancı arttırdı. Duruşma günleri yoğun bir takip ile geçerken, Bahar'ın hikayesi pek çok kişi için ilham kaynağı oldu. Sonuç olarak, hem Bahar’a hem de benzer mağdurlara adaletin sağlanması gerektiği mesajı güçlü bir şekilde iletilmiş durumda. Bahar’ın katilinin çelişkili ifadeleri karşısında yürütülen dava, toplumda birçok sorunun alevlenmesine neden oldu.
Bahar’ın cinayeti davası, yalnızca bir hukuk mücadelesi değil; aynı zamanda toplumda köklü değişimlerin gerekliliğini vurgulayan bir mücadeledir. Her duruşma, içeride ve dışarıda tartışmalara, farkındalıklara ve toplumsal tepkilere sebep olmayı sürdürüyor. Bahar’ın anısına yapılacak adalet arayışında, toplumun her kesiminin üzerine düşeni yapması gerektiği aşikar. Bu davanın seyri, yalnızca Bahar için değil; gelecekte benzer olayların önlenmesi adına da bir referans olmayı hedefliyor.